BİR MAHKEME KARARININ TEMYİZ EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ BELİRLENİRKEN, TEMYİZ HAKKININ DOĞDUĞU (KARARIN VERİLDİĞİ) TARİHTEKİ HUKUKSAL DURUM ESAS ALINMALIDIR.
- Av. Mehmet Faik EYCE
- 20 Ara 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Ara 2024
Hukuk Genel Kurulu 2024/282 E. , 2024/527 K. Sayılı Kararı
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1567 E., 2023/1811 K.
KARAR : Şikâyetin kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.04.2023 tarihli ve
2022/9744 Esas, 2023/2717 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelendi.
I. ÖN SORUN
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce direnme kararına yönelik alacaklı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.
II. GEREKÇE
1. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 364 ve ek (1) inci maddeleri.
2. Değerlendirme
1. 2004 sayılı Kanun'un 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci fıkrası "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ve miktar ve değeri 10.000 lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir. 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6763 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile “onbin lirayı” ibaresi “kırk bin Türk lirasını” şeklinde değiştirilmiştir. 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile “kırk bin” ibaresi “elli sekiz bin sekiz yüz” şeklinde değiştirilmiştir.
2. 2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin birinci fıkrasında 364 üncü maddesindeki parasal sınırın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüş ve 01.01.2023 tarihinden itibaren bu miktar 238.730,00 TL olarak belirlenmiştir.
3. 2004 sayılı Kanun'un 20.02.2019 tarihli ve 7165 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değişik ek (1) inci maddesinin ikinci fıkrasına göre aynı Kanun'un 363 ve 364 üncü maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.
4. Belirtilmelidir ki bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, Bölge Adliye Mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
5. 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise temyiz yoluna başvurma ve incelemesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir.
6. 6100 sayılı Kanun'un 447 nci maddesinin ikinci fıkrası "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmünü içermektedir.
7. Somut olayda; şikâyetçi borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte 19.09.2013 tarihli dosya hesabının ve bu dosya hesabına istinaden düzenlenen 20.09.2013 tarihli rehin açığı belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kısmen kabulüne ve icra müdürlüğünce tatbik edilen faiz miktarının yasal faiz uygulanarak 271.849,32 TL olarak düzeltilmesine, rehin açığı belgesinin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin kısmen kabulüne, 20.09.2013 tarihli rehin açığı belgesinin ve 19.09.2013 tarihli dosya kapak hesabının fazla hesaplanan 231.758,13 TL faiz alacağı yönünden iptaline karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre şikâyetçinin (borçlu vekilinin) temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 07.07.2023 tarihli direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
8. Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 07.07.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla alacaklı vekili yönünden uyuşmazlık konusu değerin (231.758,13 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur.
9. O hâlde alacaklı vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan reddine karar verilmesi gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Alacaklı vekilinin temyiz başvurusunun 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi ile değişik 364 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca miktardan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Comments